yeniden yazmaya başladığımdan beridir her ne kadar önceden çok fazla film üzerine içerikler üretmeme rağmen hiç film öneri listesi yazmadığımı farkettim, hazır karantina nedeniyle evde boş vaktiniz varken şu sıralar izlediğim filmlerden bir liste oluşturmak istedim.
karantinaya özel film öneri listesinde olabildiğince yeni denilebilecek filmlere yer vermeye çalıştım, blogumdaki diğer içeriklere bakabilir veyahut yukarıdaki butondan izleyebilirsiniz.
i lost my body
kaderimiz hep başından beri yazılı mıdır? kaderimize karşı koyabilir miyiz? bir yetim ve öksüz üzerinden kadere karşı koymayı anlatmaya çalışan i lost my body döneminin en iyi animasyon işlerinden biridir. her ne kadar türk toplumunda animasyon çocuk işidir algısı olsa da bu film o algıyı yerle bir edecek düzeydedir.
I Lost My Body - Netflix |
ailesini kaybettikten sonra kurye olan Naoufel bir gün pizza teslimatı yaparken kütüphane görevlisi gabrielle âşık olur ve 'kayıp eli' onu aramaya çıkar, kayıp el üzerinden naoufel'in kendini aramasını yukarıda da bahsettiğim gibi kaderine karşı çıkmasını anlatan film ayrıca görsel yönüyle de başarılıdır.
eşsiz güzellikteki soundtrack'i ise film bittikten sonra spotify listelerinize girmeye hak kazanacak güzellikte.
submarine
bu sefer daha felsefik bir filmden ziyade romantik komedi kategorisinden bir film öneriyorum: submarine
farklı denilebilecek delikanlı olan oliver tate'in âşık olması, annesi ve babasının sıkıntılı ilişkisi gibi dertlerine eşlik ettiğimiz bu filmde sanki filmin bir oyuncusuymuş gibi alex turner'in müzikleri de eşlik ediyor.
Submarine |
her ne kadar romantik komedi olarak tanımlamak gibi bir hata yapsam da film bunların dışında dram ve ikilinin konuşmaları yüzünden de oldukça kara mizah içeriyor.
the lighthouse
bir adada deniz feneri bekçiliği yapan huysuz yaşlı thomas'ın yanına genç toy delikanlı ephraim winslow'un gelmesiyle başlayan hikaye çeşitli gizem gerilim ve her ne kadar hikayede azınlık kalsa da korku öğeleriyle de mitler ve erkeklerin üstünlük savaşını anlatıyor.
The Lighthouse FanArt - Twitter/ThisUserIsAngry |
farklı görüntü formatı ve siyah beyaz çekim sayesinde hikaye daha gergin tutulmaya çalışılmış ama gergin havayı en iyi yansıtan dunkirk filmindekine benzer ses tasarımıydı bence.
nomadland
ilk başta saçma bir kapitalizm eleştirisi filmi olup potansiyelini harcayacağını düşündüğüm, hikayesini arayış üzerinden kurgulayarak beni şahsen ters köşe bıraktı.
bu sene en iyi kadın oyuncu ödülünü layığıyla alan frances mcdormand'un oynadığı film eşini kaybettikten sonra bir de üstüne ekonomik zorluklar nedeniyle eşyalarını kaybeden fern kendini yollara vurur.
Nomadland Film Poster |
güzel manzaralı görüntüleriyle evde kaldığımız günlerde nefes olabilecek sıcak bir film.
requiem for a dream
bağımlılık çevresinde gelişen yok oluş, rüya için gerçekliğini feda etmek. Sahip olmaya çalıştığımız şeylerin de aslında bir bağımlılık olduğunu hatırlattı bana.
şahsen bu film cesur sahnelerine rağmen belli bir yaşa gelmiş çocuklara bağımlılık konusunda bilgilendirme amaçlı izletilmesini düşünüyorum.
Requiem for a Dream FanArt - Behance/Rahul Jha |
filmin tekniğine gelirsek, izlediğim en güzel sinematografiye sahip filmlerden biriydi görselliği öyle bir kullanmışlar ki hikaye ile bütünleşmiş, müzikler ise bir hayli güzel.
hikaye kısmında ise fikrim biraz karışık, evet iyi bir hikaye var ortada ama niye bir son yok.
juno
daha önceden hakkında bir film incelemesi yayınlandığım juno filmi hikayesi nedeniyle kendinizle pek de bağdaştırmadığınız bir hikayeye sahip gençlik/yasa gelme filmi
filmin incelemesi için ▶️ juno film incelemesi
portrait of lady on fire
eşcinsel propagandası diye izlemekten çekindiğim ama izledikten sonra romantik bir aşk hikayesi olduğu için daha önce neden izlemediğim için kendime kızdım.
Portrait of Lady on Fire FanArt - Reddit/Criterion |
evlenmek üzere olan genç kızın portresini çizmekte görevlendirilen ressam ile aşkını anlatan fransız yapımı film herşeyiyle olmuş bu dedirtiyor.
okuduğunuz için teşekkür ederim.
Bir Rüya İçin Ağıt ve Juno'yu izlemiştim. Diğer filmler de izleme listemde. Güzel bir derleme olmuş. emeğinize sağlık.
YanıtlaSilteşekkür ederim, hep beklerim sizleri.
SilRequiem for a Dream'i seyrettim aralarında. Bahsettiğiniz gibi sinematografi çok iyiydi. Buna benzer çekimlere sahip en son Grand Budapeşte Oteli, 127 saat filmlerini ve Mindhunter dizisini seyretmiştim. Bir sonu olmama konusu ise bence kısaca şöyle: bağımlı olursanız sonunuz bir son olmayacak şekilde sonlanır...
YanıtlaSilThe Lighthouse ve Nomadland listemdeydi. Hatta Nomadland'a başlamıştım ama ağır işleyeceğini anladığım için başlarında kapamıştım. Çünkü filmi kendim için açmamıştım. Diğer filmlerin de güzel olduklarını düşünüyorum. Eğer listelediklerimden sıra kalırsa izleyeceğimi umut ediyorum.
wes anderson'in filmlerini izledim, mindhunter ise izlemek istiyorum ama bir türlü başlamak nasip olmadı.
Silyavas ilerlemesi sizin kafanızı karıştırmasin güzel bir film.